Les revenants adlı bir dizide, ölen çok sayıda insan bir anda geri dönüyordu. Bunun gerçekleştiğini varsayalım ve Türkiye nüfusunu ne kadar etkileyeceğini hesaplayalım.
Sizce böyle bir senaryoda kadın ve erkek nüfusu arasındaki fark açılır mıydı ya da ülkemiz ne kadar kalabalık bir hale gelirdi?
|İçerikte kullanacağımız veriler için Türkiye İstatistik Kurumuyla iletişime geçerek arşivlerinden ilgili verileri talep ettik.
50 yıl öncesine ait yani 1972 yılından itibaren ölüm istatistikleriyle ilgili bize şu sonuçları ilettiler:
- 1972’den beri toplam ölüm: 11.619.115
- 1972’den beri kadın ölüm: 5.155.064
- 1972’den beri erkek ölüm: 6.464.051
|Şu an erkekler kadınlardan yalnızca 128.671 kişi daha fazla!
2023 yılında TÜİK verilerine baktığımızda kadın erkek sayılarının neredeyse eşit olduğu görülüyorken son 50 yılda ölen 5 milyon 155 bin 64 kadın nüfusu ve 6 milyon 464 bin 51 erkek nüfusu toplam nüfusa dahil edildiğinde arada günümüze oranla ciddi bir fark oluşuyor.
Bahsettiğimiz senaryo gerçekleşebilseydi erkek nüfusu kadın nüfusundan tam 1 milyon 437 bin 658 daha fazla olacaktı.
|Peki 1972’den de geriye gidersek durumlar nasıl değişir?
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk nüfus sayımı 28 Eylül 1927 yılında gerçekleşmişti. Sistematik bir şekilde gerçekleştirilen ilk sayımda kadın nüfusu yaklaşık 7 milyon iken erkek nüfusu 6,6 milyon civarındaydı.
1927’de Türkiye’nin toplam nüfusu 13 milyon 648 bin 270 kişi olarak kayıtlara geçmişti. İkinci nüfus sayımı 1935 yılında ve sonraki sayımlar da onu beş yılda bir takip etmişti.
|TÜİK kütüphanesi arşivinden 1960 sonrası ölüm istatistiklerini kaydederek bir tablo hazırladık:
YIL/ÖLÜM SAYISI | KADIN | ERKEK | TOPLAM |
1960 | 45181 | 51222 | 96403 |
1961 | 44509 | 51236 | 95745 |
1962 | 43262 | 50370 | 93632 |
1963 | 44534 | 52304 | 96838 |
1964 | 44713 | 53058 | 97771 |
1965 | 43779 | 51648 | 95427 |
1966 | 44018 | 52957 | 96975 |
1967 | 46135 | 55496 | 101631 |
1968 | 46552 | 57220 | 103872 |
1969 | 45808 | 55900 | 102708 |
1970 | 46502 | 58054 | 104556 |
1971 | 48059 | 59169 | 107228 |
1972 | 50557 | 61862 | 112419 |
1972 sonrasına zaten yukarıda değinmiştik. 1960-1972 yılları arasında ise ölüm sayısının 1 milyon 305 bin 205 olduğu görülüyor. Tarihin derinliklerine biraz daha inecek olursak; ilk nüfus sayımının gerçekleştiği 1927 yılı ve 1960 arasında ise durum biraz daha karışık.
Beş yılda bir gerçekleşen nüfus sayımları 1935, 1940, 1945, 1950 ve 1955 yıllarında yapılmıştı. Ancak o yıllara ait net ölüm istatistiklerine ne yazık ki ulaşılamıyor.
|Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne ölen nüfus da dahil toplam nüfusu elimizdeki veriler ve yapacağımız çıkarımlarla hesaplayalım.
Ölüm verilerini yukarıda yer alan kaba ölüm-doğum oranları grafiğinden toplam nüfusa oranlayarak çıkarımlar yaptığımızda bu sayılar;
- 1935-1940 yılları arasında 409 bin 450,
- 1940-1945 yılları arasında 533 bin 215,
- 1945-1950 yılları arasında 523 bin 680,
- 1950-1959 yılları arasında 430 bin 940 şeklinde yaklaşık olarak hesaplanmıştır.
İlk nüfus sayımı 1927’de gerçekleştiği için o yıllarda kaç kişinin öldüğünün verileri maalesef mevcut değil. Ancak kaba bir hesap yaparsak 1935-1945 yılları arasında neredeyse 1 milyon kişinin hayatını kaybettiğini görüyoruz.
O halde Cumhuriyet’in ilan edildiği 1923 yılı ve 1935 yıllarında arasında da yaklaşık 1 milyon kişinin öldüğünü varsayarsak matematiksel hesap nasıl olur birlikte inceleyelim.
- 11.619.115 (1972-2023 arası ölüm sayısı),
- 1.305.205 (1960-1972 arası ölüm sayısı),
- 430.940 (1950-1959 arası ölüm sayısı),
- 523.680 (1945-1950 arası ölüm sayısı),
- 533.215 (1940-1945 arası ölüm sayısı),
- 409.450 (1935-1940 arası ölüm sayısı),
Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı verilere göre 2023 Türkiye'nin nüfusunu temsil eden 85 milyon 279 bin 553 sayısına 15 milyon 821 bin 605 sayısını eklediğimizde 101 milyon 101 bin 158 sonucunu elde ediyoruz.
|Yani 1923'ten günümüze kadar ölen bütün insanlar dirilmiş olsaydı bugün Türkiye nüfusu yaklaşık olarak 101,1 milyon kişiye ulaşırdı.
Vay arkadaş 101,1 milyon demek
YanıtlaSilMültecilerle 110 milyon olurduk maalesef
YanıtlaSil